İsrailli girişimciler, engelli bireyler için en yeni yardımcı teknolojileri geliştirme konusundaki hünerlerini sürekli olarak kanıtlamaya devam ediyor. Bu sektördeki 100’den fazla şirketle İsrail, dünya çapında sayısız insanın hayatını iyileştiren yenilikçi çözümler yaratmada küresel bir lider olarak ortaya çıkmıştır.
İsrailli girişimcilerin bu alandaki dikkate değer başarısı, büyük ölçüde, kamu finansmanı, yüksek öğretim kurumları ve özel başlangıç hızlandırıcıları dâhil olmak üzere çeşitli kaynaklardan aldıkları güçlü desteğe bağlanabilir. Bu hızlandırıcı etkenler genellikle engelli bireyler tarafından yürütülür ve geliştirilen çözümlerin son kullanıcıların benzersiz ihtiyaçlarına göre uyarlanmasını sağlar.
Bu alandaki kayda değer hızlandırıcılardan biri, birkaç İsrailli ve Amerikalı kâr amacı gütmeyen ve hayırsever kuruluşla stratejik ortaklıklar kuran A3i’dir. Söz konusu kuruluşlar arasında PresenTense, Beit Issie Shapiro, The Ruderman Ailesi Vakfı ve The Jewish Federation of Greater Los Angeles bulunuyor. Bu kuruluşlar birlikte çalışarak yardımcı teknoloji sektöründeki genç yenilikçi şirketlere paha biçilemez kaynaklar, mentörlük ve ağ oluşturma fırsatları sunuyor.
Engelleri olan kişilerin hayatında önemli etki yaratan İsrailli olağanüstü yardımcı teknolojilerden bazıları şöyle:
Kudüs İbrani Üniversitesi’nde sinirbilimci olan Amir Amedi, sıradan şeyleri basit seslere ve perdelere dönüştüren, kör veya görme engelli kişilerin müzik dinleyerek “görmelerini” sağlayan bir uygulama geliştirdi.
Times of Israil muhabirinin yaptığı röportajda Dr. Amedi “insan beyninin düşündüğümüzden daha esnek olduğu”nu belirtti. Bu bulgular (körler için), doğru teknolojiler ve eğitim yöntemleri uygulanırsa yıllardır var olan ve hatta muhtemelen ömür boyu körlüğe rağmen belirli beyin bölgelerinin görsel özellikleri ve görevleri işlemek için “uyandırılabileceğini” göstermektedir.
Bu göz takip iletişim cihazı; ALS, sürgüleme sendromu ve konuşma ya da hareket etme yeteneklerini sınırlayan diğer rahatsızlıkları olan kişileri güç veriyor. EyeControl sistemi, kullanıcıların yalnızca göz hareketlerini kullanarak iletişim kurmasını sağlıyor. Böylece dış dünya ile bağlantı için hayati öneme sahip bir tutunacak dal sunuyor.
Bu gelişmiş giyilebilir aygıt, görme bozuklukları olan kişilere yardımcı olmak için yapay zekâdan yararlanıyor. Aygıt; metin okuma, yüz yanıma ve nesneleri tanımlama gibi özellikleri sayesinde kullanıcılara çevrelerinde gezinmelerine yardımcı olacak gerçek zamanlı sesli geri bildirimler veriyor.
Bu akıllı telefon kör veya görme bozukluğu olan kişilerin telefon aramaları yapmasını, uygulamalara erişmesini, mesajları ve e-postaları okumasını ve yanıtlamasını, takvim anımsatıcıları oluşturmasını ve GPS navigasyonu kullanmasını sağlıyor. Akıllı telefon, konuşma ve dokunma ile kontrol ediliyor.
Hayfa yakınlarında bulunan Kiryat Haim’deki Migdal Veya Kör Rehabilitasyon Tesisinin CEO’su Boaz Zilberman liderliğindeki telekom endüstrisinden etkili bir grup insan, RAY Projesi fikrini birkaç yıl önce ortaya attı. Zilberman “No Camels: İsrail’in Teknoloji ve İnovasyon Haberleri”nden bir muhabire, şirketinin RAY Projesi’ni oluşturma nedenlerinden birinin kör ve görme engelli bireyleri cep telefonuna bağlı bir kültüre entegre etmek olduğunu belirtti.
Mühendis Amit Goffer, korkunç bir kaza geçirdikten ve tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kaldıktan sonra giyilebilir robotik bir dış iskelet (eksoskeleton) geliştirdi. Bu aygıt, omurilik yaralanması geçiren kişilerin ayağa kalmasını, yürümesini, vücudunu döndürmesini ve merdivenleri inip çıkmasını sağlıyor.
Goffer ayrıca tekerlekli sandalye kullanan kişilerin hem dik hem de oturarak hareket etmelerini sağlayan UPnRIDE adlı robotik tekerlekli sistemi de icat etti.
Bu, konuşma ve baş hareketlerinin yardımıyla, kullanıcıların ellerini sınırlı olarak veya hiç kullanmadan arama yapmasına, e-posta göndermesine ve sosyal medyada etkileşim kurmasına olanak tanıyan, sıfır dokunma ile çalışan ilk akıllı telefon.
Boynundan aşağısı felçli eski bir IDF askeri olan Giora Livne, oyun tasarımcısı Oded Ben Dov ile birlikte telefonun geliştirilmesinde iş birliği yaptı. Livne bu fikri, Oded’in kendi geliştirdiği bir oyunda jest teknolojisini kullandığını izledikten sonra buldu.
Mobil veya giyilebilir her türlü cihazda kullanılabilen bu ses tanıma programı, zor telaffuzları (hem de her dilde!) daha anlaşılır bir konuşmaya dönüştürerek konuşma veya dil güçlüğü çeken kişilerin kendi sesleriyle iletişim kurmasını sağlıyor.
Danny Weissberg, çok sevdiği büyükannesi felç geçirdikten sonra konuşma güçlüğü yaşamasından yola çıkarak TalkITT’yi üreten VoiceITT şirketini kurdu.
Bu tekerlekli robotik aygıt hem tekerlekli sandalye kullananlar hem de ayakta duramayan veya yürümekte zorluk çeken herkes için dik pozisyonda ve oturarak hareket etme imkânı sunuyor.
UPnRIDE, hemen her kentsel ortamda ayakta dururken, otururken ve pozisyonlar arasında geçiş yaparken güvenliği sağlayarak çok sayıda tıbbi, psikolojik ve ekonomik fayda sağlıyor.
Bu hareket yeteneği yardımı, nöromusküler sorunları olan çocukların bir yetişkin yardımıyla ayakta durmasını ve yürümesini sağlıyor. Bu icadın sahibi, oğlu (Rotem) serebral palsi (beyin felci) hastası olan İsrailli müzisyen Debby Elnatan. Fizyoterapistler, Rotem’in uzuvlarına ilişkin farkındalığını güçlendirmek ve geliştirmek için Elnatan’ı oğlu 2 yaşındayken düzenli yürüyüşlere çıkarmaya teşvik etti.
Elnatan, engelli çocuklar ve yetişkinler için ürün imalatında uzmanlaşmış bir şirket olan Leckey’deki ürün mühendislerinden yardım aldı. Bunun sonucunda yetişkin ve çocuğun birlikte adım atmasını sağlayan, özel olarak tasarlanmış sandaletlerden oluşan bir emniyet kemeri sistemi geliştirdi.
İsrail’in bu altı inovasyonu, yardımcı teknoloji alanında yapılan inanılmaz ilerlemelerin sadece birkaç örneğidir. Araştırma, geliştirme ve iş birliğine yatırım yapmaya devam eden İsrailli girişimciler, dünya çapında engelli insanların yaşamları üzerinde daha da büyük bir etki yaratmaya hazır.