Mariott, British Airways, Facebook, Google ve MyHeritage gibi bir dizi teknolojik ve dijital markanın, sansasyonel veri ihlallerinin sonuçlarıyla boğuştuğu 2018 yılında siber güvenlik kazaları iş dünyasının manşetlerinden düşmedi. Bu tür kazalar, IBM’in en önemli çalışması Veri İhlali Maliyeti (Cost of Data Breach)’ne göre küresel şirketlere ortalama 3,9 milyon dolara mal oldu.
Arabalardan önemli altyapılara, işletme ağlarından devlet hizmetleri, bankacılık sektörü ve daha birçok şeye kadar her zamankinden çok dijitalleşen ve bağlantılı hale gelen dünyada siber suçların oluşturduğu tehdit, çeşitli sektörlerden işletmelerin başına bela olmaya devam edecek. Bu tehditle başa çıkmak için kurumların bilmesi gereken şey, sorun çıkaran aktörlerden her zaman bir adım önde olmak için durmaksızın çalışmaları gerektiğidir.
Siber güvenlik sektörüne etkileyici bir şekilde avantajla başlayan İsrail, dijital dünyamızı güvence altına almak için yenilikçi çözümler geliştirmede küresel bir dinamo haline gelmiştir. Genç-Yenilikçi Ulus; otomotiv, önemli altyapı ve işletme güvenliği gibi kilit gelişim alanlarında dünyaya öncülük etmek üzere hazır durumdadır.
İsrail, küresel nüfusun yalnızca %10’unu oluşturmasına rağmen küresel siber güvenlik pazarında üstlendiği %5 payla ABD’nin hemen akasından gelmektedir ve Startup Nation Central’a göre 2014 yılından bu yana küresel siber güvenlik yatırımlarının %15’inden sorumludur. 2017’de İsrail siber güvenlik şirketleri, 81 fonlama turuyla 815 milyon dolar elde etmiştir.
300’ü aşkın siber güvenlik şirketine (bunlardan en az 150’si faaliyetlerine 2012 yılından beri devam etmektedir) ev sahipliği yapan İsrail, sektördeki başarısını askeri eğitim almış siber güvenlik uzmanları, üst düzey akademik kuruluşlar, girişimci kültür yapısı ve çok uluslu şirketlerce (IBM, Oracle, Cisco, Microsoft, Intel, Citibank, McAfee ve Amazon) yönetilen siber odaklı ARGE merkezlerinin oluşturduğu güçlü birlikteliğe borçludur.
Bu ekosistemden doğacak en heyecan verici siber güvenlik yenilikçilerinden bazılarına kısaca bir göz atalım:
İsrail’in siber güvenliğe dair geçmiş performansı yeterince etkileyici olsa da ülke, elde ettikleriyle yetinmiyor. Ağustos 2018’de İsrail İnovasyon Kurumu, Ekonomi ve Sanayi Bakanlığı ve Ulusal Siber Güvenlik Kurumu, 3 yıl sürecek bir program başlattı. 90 milyon NIS değerindeki program, pilot programlar için ARGE hibeleri ve cömert finansman aracılığıyla siber yeniliğe hızlı bir başlangıç niteliğinde. Girişimciler, araştırmacılar ve üst düzey siber uzmanlarla kurulan iş birlikçi ortaklıklar aracılığıyla bu girişim, İsrail hükumetinin; oyunun yönünü değiştiren çözümleri hızlandırma konusundaki kararlılığının altını çiziyor.
Siber tehditlerin hızla evrildiği bir dünyada İsrail’in rekabet üstünlüğünün sırrı; yerel olarak geliştirilen hünerli işleri yönetmedeki kabiliyetinde, tanınmış teknolojik ekosisteminde ve en can sıkıcı zorlukların bile üstesinden gelmede sahip olduğu yıkılmaz kararlılığında yatıyor. Artık siber suçlular sakınsın.