symbol

Israili’in Su Teknolojileri New York Times Baş Sayfasında Yer Aldı

times

 

Denizin Yardımıyla İsrail Eski Bir Düşmanı Yendi: Kuraklık

Kuraklığın en üst seviyesindeyken İsrailli bahçıvan ShabiZvieli, geçim kaynağı için endişeliydi.

Evlerdeki yoğun su tüketimi için ağır bir vergi uygulanarak çim alanı, yüzme havuzları ve sızıntılı boruları olan aileler cezalandırıldı. Zvieli’nin çok sayıda müşterisi sentetik çimlere döndü ve mevsimlik çiçeklerinin yerine yarı kurak iklime daha uygun, dayanıklı yerli bitkileri tercih etmeye başladı. Yaklaşık 25 yıldır insanların bahçelerine bakım yapan 56 yaşındaki Zvieli, “Bahçıvanlığın gidişatı konusunda endişeliydim,” dedi.

Tüm ülkede, İsraillilerin duş sürelerini iki dakika daha kısaltmaları söylendi. Arabaların hortumlarla yıkanması yasaklandı ve çimlerin bakım masrafını karşılayabilecek varlıklı birkaç ailenin de çimleri yalnızca geceleri sulamasına izin verildi.

Hükümetin Su İşleri Müdürlüğü sözcüsü ve halk eğitim müdürü, “Ülkenin herhangi bir yerindeki musluğu açıp suyun gelmediği duruma çok ama çok yaklaşmıştık,” dedi.

Fakat bu durum yaklaşık altı yıl önceydi. Bugün İsrail’de bol miktarda su var. Eski “İsrail  kuruyor” kampanyasının daha hafif versiyonu şimdi bebek bezleri reklamı yapmak için yeniden kullanılıyor. Müşterileri tekrar çiçek ekmeye başlayan Zvieli, “Artık korkmuyorum,” dedi.

Kaliforniya ve Birleşik Devletler’in diğer batı bölgeleri aşırı kuraklıkla pençeleştiği için burada da bir devrim gerçekleşti. Akdeniz’in suyunu tuzdan arıtmak ve atık suyu geri dönüştürmek için sarf edilen büyük ulusal çaba sayesinde kuraklığın en ciddi olduğu dönemlerde bile ülkenin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak su elde edildi.  İsrail’de ev, tarım ve sanayi için kullanılan suyun yüzde 50’den fazlası artık yapay olarak üretiliyor.

Kudüs’ün güney eteklerinde yer alan Ramat Rachel kibutz’unun çiftçileri, kurak yıllar boyunca su tasarrufu için eski elma ağaçlarını zamanından daha önce sökmek gibi önlemler aldı. Yeni kaynaklar sayesinde, İsrailli çiftçilerin daha önceden kesintiye uğrayan su tahsisleri tekrar artırıldı. Ancak fiyatlar da beraberinde artış gösterdi.

Ramat Rachel’de bilimsel tarım uzmanı olan Shaul Ben-Dow, “Artık su problemi hiç yok,” dedi. “Fiyat daha yüksek, ama yarı çöl olan bir ülkede normal bir hayat yaşayabiliyoruz.”

Kısmen Akdeniz ve kısmen çöl iklimine sahip İsrail, on yıllardır doğal su kaynaklarının sürekli yetersiz kalması ve sömürülmesinden muzdaripti.

Ortalama bir yılda İsrail’in kullanımına sunulan doğal taze su, yaklaşık 525 milyar galonluk toplam kullanımını karşılamıyor. İçme suyu talebinin ise bu yıl 317 milyar galonken 2030 yılına kadar 515 milyar galona yükseleceği tahmin ediliyor.

2005’te başlayıp 2008 kışından 2009’a kadar doruk noktasında kalan ve modern İsrail’in yaşadığı en sert kuraklıklardan biri olan bu yedi yıllık kuraklıkta darboğaza gelindi. Kuzeydeki Taberiye Gölü’nün yanı sıra dağ ve kıyı akiferleri gibi ülkenin başlıca doğal su kaynakları tükendi. Bu durum, su kalitesinde geri dönüşü olmayan potansiyel bir tehdit yarattı.

2007 yılında kurulan ve bakanlıklar arası güçlü bir kurum olan Su İşleri Müdürlüğü, su teminini artırıp talebi azaltmaya yönelik önlemleri hızlandırıldı ve denetledi.

Son on yılda dört ana tesisin faaliyete girmesiyle, hükümet çalışmalarının bir odak noktası olarak tuzdan arındırma işlemi ortaya çıktı.  Birkaç ay içerisinde beşinci tesis de faaliyete geçmeye hazır olacak. Tüm tesisler yılda toplam 130 milyar galondan fazla içme suyu üretecek. Hedef, bu miktarın 2020’ye kadar 200 milyar galona ulaşması.

Bu sırada İsrail, atık suyun geri dönüştürülmesi ve tarımda kullanılması alanında dünya lideri oldu. Evsel atık olan suyun yüzde 85’ini temizleyip tarım alanında kullanılmak üzere geri dönüştürüyor. Toplam suyun yaklaşık yüzde 55’i tarımda kullanılıyor. Su İşleri Müdürlüğü’nün verilerine göre İsrail’i atık suyunun yüzde 17’sini geri dönüştüren İspanya takip ediyor. Birleşik Devletler’de ise bu oran yalnızca yüzde 1.

Su İşleri Müdürlüğü kurulmadan önce, su sorununun farklı boyutlarından çok sayıda bakanlık sorumluydu. Bu bakanlıkların her birinin kendi çıkar ve lobileri vardı.

Kudüs İbrani Üniversitesi’nin tarım, gıda ve çevre fakültesinde görev yapan ve Su İşleri Müdürlüğü’nün yönetim kurulunda yıllarca halkla ilişkiler temsilcisi olarak hizmet veren El Feinerman, “Çok sayıda su politikası mevcuttu,” dedi. “Sağ elin yaptığından sol elin haberi yoktu.”

İsrail hükümeti, çiftçilerin yıllık su paylarında önemli kesintiler yaparak tarım için ciddi miktarlarla finanse edilen suyun on yıllardır süren aşırı kullanımına son verdi.

Evlerde ihtiyaç fazlası su kullanımına uygulanan vergi 2009 sonunda düşürüldü ve iki kademeli tarife sistemi getirildi.  Evlerde normal su kullanımı, artık temel düzeyde tahsis edilen sudan daha fazlasını tüketenlerin ödediği biraz daha yüksek bir fiyatla finanse ediliyor.

Su İşleri Müdürlüğü temsilcileri, ev ev dolaşarak duş başlıklarına ve musluklara ücretsiz bir cihaz takma hizmeti sundu. Su akışının içine hava enjekte eden bu cihaz, tazyikli su akışı izlenimi vererek kullanılan suyun yaklaşık üçte birinden tasarruf ediyor.

Yetkililer, suyun akıllıca kullanımı sayesinde evlerdeki su tüketiminin son yıllarda yüzde 18’e kadar azaldığını belirtiyor.

Ayrıca şehrin boru şebekesinden belediye yetkilileri değil, kurulan yerel şirketler sorumlu. Su için toplanan para tekrar altyapı yatırımında kullanılıyor.

Ulusal su şirketi Mekorot, 50 yıl önce ulusal su taşıma kanalını inşa etti. Bu sistem, kuzeydeki Taberiye Gölü’nden suyu alıp yoğun nüfuslu şehir merkezi boyunca kurak olan güney kesime aktarıyor. Şimdi de Akdeniz sahil bölgesinden alıp batıdan doğuya kadar su taşıyacak yeni bir altyapı inşa ediyor.

Susuzluktan kavrulan Orta Doğu’da suyun stratejik çıkarımları da söz konusu. İsrail ile Arap komşularının Ürdün Nehri’ndeki su hakları için ortaya koydukları mücadeleler, 1967 Orta Doğu savaşına neden olan gerilimleri de artırdı.

Dağ akiferini Batı Şeria ile ortak kullanan İsrail, Filistinlilere mevcut barış antlaşmaları kapsamında sunmak zorunda olduğundan daha fazla su temin ettiğini söylüyor. Filistinliler ise bunun yetersiz ve çok pahalı olduğunu ileri sürüyor. Su bolluğunda yeni bir çağ, Filistinliler ve Ürdün ile olan ilişkileri geliştirebilir.

Ciddi miktarda karbon bırakan masraflı bir enerji canavarı olarak görüldüğü için pek çok kişinin sakındığı tuzdan arındırma işlemi, teknolojiler geliştikçe daha ucuz, temiz ve enerji tasarruflu hale gelmeye başlıyor. Ünlü ters osmoz yöntemini bulan Amerikalı bilim insanı Sidney Loeb, 1967’de İsrail’e gelerek su uzmanlarına eğitim verdi.

Sorek tuzdan arındırma tesisi, kumlu zeminden çıkarak Tel Aviv’in yaklaşık 14,5 km güneyine kadar uzanıyor. Dünyada türünün en büyüğü olduğu ileri sürülen bu tesis, her yıl 40 milyar galonluk içme suyu üretiyor. Bu miktar, İsrail’in aşağı yukarı sekiz milyon vatandaşının altıda biri için yeterli.

Akdeniz kıyısındaki üç tesisi inşa eden İsrail şirketi IDE Technologies’in çözüm departmanı yöneticisi Miriam Faigon, şirketin yeni teknolojiler ve çeşitli işlevsel yöntemlerle enerji seviyeleri ve masrafları azalttığını söyledi.

İlgili düzenlemeler kapsamında, bu tesisler 25 yıl sonra devletin mülkiyeti altına girecek. Şu an için devlet, Sorek’in tuzdan arındırılmış suyunun metre küpüne 58 sent ödeyerek nispeten ucuza satın alıyor. Faigon, bu tutarın ücretsiz olan yağmur suyundan daha pahalı olduğunu söylüyor, “tabii o da yağarsa.”

İsrailli çevreciler, tuzdan arındırma işlemine olan bu yoğun ilgiye özellikle kıyı ovasındaki askeri sanayiler tarafından kirletilen doğal su kaynaklarını temizleme gibi alternatiflerin değerlendirilmemesinin sebep olduğunu söylüyor.

Sivil toplum kuruluşu İsrail Çevre Savunma Birliği’nde görev yapan su uzmanı SaritCaspi-Oron, “İsrail’in tuzdan arındırma işlemine doğru bir ilerleme kaydetmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz,” dedi. “Fakat sorun ilerlemenin ne kadar olduğu ve önceliklerin neler olduğu yönünde. Bizim birinci önceliğimiz, su kaynaklarımızı korumak, temizlemek ve ıslah etmekti.”

Bazı çevreciler, İsrail’in tuzdan arındırma tesislerinde yerel yönetmelikler uyarınca kullanılan açık denizden alım yönteminin, yüzey altından alım yönteminin aksine, denizdeki yaşam üzerinde potansiyel olarak yıkıcı bir etki yaptığını söylüyor. Çünkü bu yöntem, milyarlarca balık yumurtası ve larvanın yutulmasına neden oluyor.

İsrail Çevre Savunma Birliği’nde deniz biyologu olarak çalışan Boaz Mayzel, bu etkilerin henüz bilinmediğini ve zaman içerisinde kontrol edilmesi gerektiğini belirtti.

Bazı İsrailliler, su devrimi konusuna alaycı bir yaklaşım sergiliyor. Necef’in güneyinde şarap ve zeytin üreten bir çiftliğin sahibi, İsrailli gazeteci TsurShezaf, tuzdan arındırma işleminin esasında İsrail’in su kaynağını özelleştirmeye ve birkaç zengin iş adamına yarar sağlamaya yönelik olduğunu öne sürüyor. Bunun yanında tarım için yapılan geri dönüşümün ise devlete aynı suyu iki kez satma olanağı tanıdığını belirtiyor.

Shezaf, asmalarını, eski çağlardaki gibi, bölgedeki doğal sel sularından en üst düzeyde yararlanacak şekilde ekiyor ve yılın geri kalanında ise tuzdan arındırılmış su ile tatlı suyu karıştırarak suluyor. Daha ucuz olan geri dönüştürülmüş suyu kullanmayı tercih etmediğini söylüyor, çünkü “Size ulaşan suyun ne olduğunu tam olarak bilmiyorsunuz.”

Ancak uzmanlar, İsrail’in yoğun nüfuslu Tel Aviv bölgesinden elde edilen atık suyun, kazara içen herhangi birine zarar vermeyecek kadar iyi bir şekilde temizlendiğini söylüyor.

Kaynak: The New York Times, Israel NewTech