Elizabeth Holmes, Theranos hadisesinin süregelen konusu gereği bu hafta yine gündemdeydi. Holmes, 2003 yılında kurulan fakat 2018’de dağılan biyoteknoloji şirketi Theranos’un kurucusu ve CEO’suydu. Şirket, tek bir kan damlası ile kolesterol seviyelerinden karmaşık genetik analizlere kadar yüzlerce testin otomatik, hızlı ve masrafsız bir şekilde yapılabileceği devrim niteliğinde bir kan testi sistemi geliştirdiğini iddia ediyordu. Ne yazık ki bu teknoloji işe yaramadı ve sonrasında Holmes ile diğerlerinin, yatırımcıları yanılttığı ortaya çıktı.
Bazen bazı şeyler gerçek olamayacak kadar iyi görünebilir ancak bu, iddialı fikirlerin başlamaması ya da yenilik yapmaktan kaçınılması gerektiği anlamına gelmemelidir. En azından işin ucunda insan toplumuna büyük faydası dokunabilecek ulvi bir hedef varsa.
Her gün milyarlarca kan testi yapılıyor ve sağlık hizmeti alan kişiler olarak bu testlere genelde kesin gözüyle bakıyoruz. Ne var ki kan testi ve bu test ile analizine yönelik talep tam anlamıyla şaşırtıcı oranlara ulaşmış durumda. Hindistan/ABD temelli bir pazar araştırması ve danışmanlık şirketi olan Grand View Research’e göre söz konusu testlerin pazar değeri, 2021 yılında 82,5 milyar ABD dolarıydı. 2028 yılına kadar ise %8+ oranında bir büyüme bekleniyor.
Dünya çapında kan testlerinin önemi ve bu testlere olan talep düşünüldüğünde gelişmiş sağlık hizmetleri sistemine ve güçlü Ar-Ge ile genç yenilikçi şirket kültürüne sahip İsrail’in, bu alandaki ihtiyaçları gidermek için inovatif ve kanıtlanmış teknolojileri olan sayısız şirket çıkarması hiç şaşırtıcı değil.
Örneğin PixCell, Technion Yönetim Enstitüsü’nden bir araştırma ekibi tarafından kuruldu. Şirketin geliştirdiği FDA onaylı Taşınabilir Bakım Noktası kan analizörü sayesinde sağlık görevlileri ve hastalar, hızlı kan testi tanılarından yararlanabiliyor ve önemli kararlarla ilgili yardımcı olabilecek bilgiler edinebiliyor. Çözümde kullanılan teknolojiler arasında mikroakışkanlar, yapay görme ve yapay zekâ (AI) bulunuyor.
Yaklaşık on yıl önce kurulan Sight Diagnostics, saatler yerine dakikalar içerisinde Tam Kan Testi (ör. en yaygın talep edilen kan testleri) yapabilen Sight OLO’yu geliştirdi. Sight OLO, kısmen karmaşık laboratuvarlarda kullanım için FDA 510(k) onayına sahip. Ayrıca İsrail’in COVID-19 pandemisinin başlarında enfeksiyon değerlendirmesiyle başa çıkma çalışmaları kapsamında Sheba Tel Hashomer Hastanesi gibi birçok sağlık tesisinde de kullanılmış.
Kan testi ve analizinde önemli olan bir konu da hız. İşte bu yüzden Engineering for All (EfA) Teknolojileri/RevDx Medical’in çözümü, kanı laboratuvara götürmek yerine laboratuvarı kanın ayağına getiriyor. Şirket, son teknolojiye sahip laboratuvar ölçeğinde taşınabilir bir aygıt geliştirdi. Bu aygıt, önceden yalnızca kliniklerde veya hastanelerde yapılabilen tam kan testinin herhangi bir yerde ve zamanda yapılabilmesini mümkün kılıyor.
Kısa süre önce Scopio Labs adındaki İsrailli bir şirket, Fast Company’nin Dünyanın En İnovatif Tıp Cihazları 2023 listesinde birinci sırada yerini aldı. Scopio Labs, hematoloji ve kan hücresi morfoloji analizini sayısallaştırmada önemli bir atılım yaptı. Üstelik kanla ilişkili kanserlerin, aneminin, enfeksiyonların, alerjilerin ve diğer hematoloji kaynaklı hastalıkların hızlı ve erken teşhisinde laboratuvar teknisyenlerini destekleyen dijital uygulamalar serisi sunabiliyor. Bir yıldan daha kısa bir süre önce Scopio Labs, periferik kan yayması uygulamalarına yönelik X100HT aygıtı için ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA) 510(k) onayını aldığını duyurdu.
Kan testi ve analizi küresel sağlık hizmetlerinin temel taşları olsa da bir diğer İsrailli kan teknolojisi şirketi olan RedC Biotech, kök hücrelerden elde edilen patojen içermeyen, evrensel ve güvenilir kırmızı kan hücrelerinin üretimi için yüksek oranda ölçeklenebilir bir süreç oluşturmayı amaçlıyor. Bu tür bir çözüm; travma, doğum, ameliyat, kronik hastalık ve kanser gibi tıbbi müdahale gerektiren durumlarda kan transfüzyonlarına yönelik küresel talebi karşılamaya yardımcı olabilir. RedC Biotech’in evrensel kırmızı kan hücreleri, gelişmiş tedavilerin uygulanması için benzersiz bir platform olarak da kullanılabiliyor. Şu anda klinik öncesi aşamada olan şirket; öncü sektörel, akademik ve resmî kuruluşlarla iş birliği yapıyor.
Sağlık konusu küresel bir bağlamda ele alındığında artrit, kanser, kalp hastalığı, diyabet ve Alzheimer gibi birçok sağlık sorununun hastalık sürecinde kronik enflamasyonun yer aldığı iyi bilinen bir gerçek. Mevcut kan testleri (CRP, ESR, LPA ve diğerleri), akut ve kronik enflamasyonu birbirinden ayırt edemiyor ya da vücudun bağışıklık fonksiyonunu izleyemiyor. Bu nedenle kronik hastalıklardan muzdarip hastaların bağışıklık durumunu ve enflamatuvar evrelerini değerlendirmek için yeni araçlara fazlasıyla büyük bir ihtiyaç söz konusu. İsrailli şirket Improdia, bu sorunu yeni teknoloji ve benzersiz biyo-işaretçilerden yararlanarak ele alıyor. Bunlar, belirli bir terapötik tedaviden faydalanma ihtimali en yüksek olan hastaları tanımlamada doktorlara yardımcı olacak. Farmakoloji şirketleri de kronik enflamasyonla ilişkili çeşitli hastalıklara yönelik yeni ilaçlar geliştirirken Improdia’nın teknolojisinden faydalanabilir.
Söz konusu şirketler ve diğerlerinin katkısı dikkate alındığında İsrail inovasyonunun, kan testleri ve analiz çözümlerinin gelişimini daha da ilerletmek ve böylece insan sağlığını iyileştirmek için gereken “oksijen”i sağlayabileceği ortadadır.