symbol

Kendi Oluşturduğumuz Su Kıtlığı

Su yeryüzündeki en değerli kaynaktır! Su her şeyin temel bileşenidir. Yetiştirmek, üretmek, tüketmek, temizlemek veya başka hiçbir şey su olmadan yapılamaz. Dünyanın %71’i sularla kaplı olmasına rağmen sadece %3’ü yukarıda bahsedilen işlerde kullanılabilecek tatlı sudur. Deniz suyunun geri kalan %97’sini kullanmak için çeşitli teknolojikilerlemeler kaydedilmiştir. Diğer ülkelerin yanı sıra İsrail de deniz suyunu içme suyuna dönüştürebilen son teknoloji tuzdan arındırma teknolojileri geliştirmiştir. Ancak bu yazı boyunca odak noktamız, gezegenimizde sahip olduğumuz %3 oranındaki tatlı su olacak. Araştırmamızı atık su, gri su veya diğer arıtılmamış suların ötesine geçerek daha da daraltıyoruz. Gelir Getirmeyen Su (GGS) olarak da bilinen su kayıplarına yol açan sızıntılar, patlamalar veya diğer bozuk altyapılar nedeniyle boşa giden içme suyuna odaklanıyoruz.

Gelir Getirmeyen Su (GGS), belediyelerin gelir elde etmediği su yüzdesidir. Dolayısıyla altyapıdaki sızıntılar, kırılan ve patlayan borular nedeniyle kaybedilen su olarak tanımlanabilir. Bu durum, diğer nedenlerin yanı sıra altyapı bakımının ihmal edilmesinden, altyapının sabote edilmesinden ve doğal afetlerden kaynaklanabilir. Bununla birlikte en temel neden bakım eksikliğidir.

Altyapı ihmalinin sonuçları:

Patlayan boruların veya sızıntıların sonuçları düşünüldüğünde değişiklik gösteren ülkeler arasında bir ayrım yapmak önemlidir. Birleşik Krallık’a bakıldığında kamu kuruluşları patlamalar veya sızıntılar nedeniyle boşa giden su litresi başına çok büyük cezalar almaktadır. Bir kamu kuruluşu 4 yıl boyunca sızıntılar, patlamalar ve kanalizasyon kirliliğiyle ilgili diğer nedenlerden dolayı 32 milyon sterlin ceza ödemiştir.

Gelir getirmeyen su maliyetlerine yönelik bir diğer yaklaşım da maliyetin tüketiciye veya suyun son kullanıcısına yansıtılmasıdır. Bu sistemde tüketiciler, gelir getirmeyen su maliyetinin ödedikleri toplam fiyatın içine dâhil edilmesi nedeniyle suyun gerçek maliyetinden daha yüksek bir maliyetle karşı karşıya kalmaktadır.

Ayrıca hiçbir şeyin tek başına gerçekleşmediğini de unutmamak gerekir. Boşa giden her damla su, sızıntı yapan veya patlayan boruya ulaşana dek, suyu uzun mesafelere taşıyan enerji yoğun pompalar aracılığıyla taşınmaktadır. Dolayısıyla gelir getirmeyen su oranınız %40’a kadar çıkıyorsa bu, elektrik faturasının da su sızıntısının olmadığı duruma göre %40 daha yüksek olacağı anlamına gelmektedir! Ayrıca gelir getirmeyen su için vergi alınmakta ve suyun maliyeti artmaktadır.

Bu nedenle gelir getirmeyen su seviyesinin azaltılması, su maliyetine dâhil edilen su ve elektrik maliyeti nedeniyle su maliyetini büyük ölçüde düşürecektir. Bu makaleye, suyun ve çok disiplinli bir yaklaşımın önemini vurgulayarak başladık. Bunun yapılması su maliyetinin düşmesini ve yaşam standardının yükselmesini sağlayacaktır. Gelir getirmeyen suyun marjinal maliyetini göz önünde bulundurarak gelir getirmeyen suyun mevcut ampirik küresel ve bölgesel maliyetini inceliyoruz.

 Gelir Getirmeyen Suya (GGS) Küresel Bakış:  

Küresel gelir getirmeyen su hacminin günde 346 milyon metreküp veya yılda 126 milyar metreküp olduğu tahmin edilmektedir. Metreküp başına sadece 0,31 dolar olarak değerlendirildiğinde kaybedilen suyun maliyeti/değeri yılda 39 milyar dolara ulaşmaktadır (Liemberger & Wyatt: 2019). Bu rakam kabaca Güney Amerika ülkesi Paraguay’ın yıllık Gayri Safi Yurtiçi Hasılasına (GSYH) eşit gelmektedir.

Bakım aksaklıklarından kaynaklanan bu rakamlara dayanarak hasar gören su altyapısının bir problem olduğu görülmektedir. Bununla beraber, hasar gören altyapı tek başına ortaya çıkan bir olgu değildir. Su sızıntıları tüm kıtalarda görülebilir. Kuzey Amerika’da gelir getirmeyen su miktarı %20 ile %30 arasındadır (Xylem: 2022). Çin’de gelir getirmeyen su oranı %20’ye kadar çıkarken Batı Avrupa’da bu oran %10 ila %40 arasında değişiklik göstermektedir (AVK:2017).

Gelir getirmeyen suyun tek bir ülke veya tek bir kıta ile sınırlı olmadığını gözlemliyoruz. Araştırmamızda daha sonra Afrika’yı mercek altına alıyoruz. Sahra Altı Afrika’da gelir getirmeyen su miktarı günde yaklaşık 14 milyon metreküptür. Bu miktar yılda 1,4 milyar dolar gibi şaşırtıcı bir miktara tekabül etmektedir. Daha önce de belirtildiği gibi, hiçbir şey tek başına gerçekleşmez. Sahra Altı Afrika halihazırda büyük su kısıtlamalarıyla karşı karşıya. Her 3 Afrikalıdan 1’i su kıtlığı ile karşı karşıyadır. Bu oran yaklaşık 400 milyon insana tekabül etmektedir. Sahra Altı Afrika’da gelir getirmeyen su kaynaklarının azaltılması, “Sürdürülebilir Kalkınma Amacı (SKA) 6: Temiz su ve sanitasyon”a ulaşma yolunda önemli bir fark yaratabilir.

 Gelir Getirmeyen Su (GGS) dünyanın sonu değildir. 

Çeşitli ülkeler bu problemi başarılı bir şekilde tersine çevirmiştir. Filipinler’in başkenti Manila şehri, şehirdeki gelir getirmeyen su oranını 16 yıl içinde %63’ten %11’e düşürmeyi başarmıştır. İkinci örneğimiz bir Orta Doğu ülkesi olan İsrail’e odaklanıyor. Ülke çölün ortasında yer alıyor. İsrail yakında su tedarikinin %90’ını deniz suyunun tuzdan arındırılması yoluyla elde edecek. Ayrıca haneler tarafından üretilen atık suyun %80’i geri dönüştürülür. Böylece İsrail’de su israf edilmemiş olur. Bu durum, 6 yılda %75 oranında azaltılarak %8’den %2’ye düşürülen toplam gelir getirmeyen su miktarına da yansımıştır.

Son olarak, gelir getirmeyen sudaki bu büyük azalmayı sağlayan çığır açıcı İsrail teknolojilerini gözden geçiriyoruz:

Aquarius Spectrum – Aquarius Spectrum, su tesislerinin yeraltı varlıklarını proaktif olarak izlemelerini, arka plandaki sızıntıları ilk gelişim aşamalarında tespit etmelerini ve sızıntıları ortaya çıkmadan ve ciddi bir hasara neden olmadan önce onarmalarını sağlayan akustik çözümler geliştirmektedir. Aquarius ayrıca boruların gerçek durumunu da değerlendirir. Bu çözümler, her tür boruya uygulanabilen gelişmiş ilişkili algoritmalara sahip, hassas sabit ve mobil sensörlere dayanmaktadır.

Takadu – TaKaDu’nun yeni kestirimci bakım çözümü, iyi performans göstermeyen alanları belirleyerek ve bunları standartlara uygun hale getirmenin yollarını önererek ağ genelinde daha fazla verimliliği kolay hale getirmektedir. TaKaDu, daha iyi performans gösteren alanlardan gelen verileri kullanarak, sızıntı tespit araştırmalarına öncelik vermenize ve sorunlu varlıkları olay olarak ortaya çıkmadan önce TaKaDu sisteminde tespit etmenize yardımcı olabilir.

Utilis – Sızan suyun kilit özelliklerini tanımak üzere farklı sistemlerden yapay zeka ve makine öğreniminin gücüyle ince ayarlanmış algoritmalar kullanan Utilis, olası sızıntı konumlarını bir abonelik sistemiyle sunmaktadır. Mevcut sızıntı tespit hizmetleri ve yöntemleriyle karşılaştırıldığında, Recover uydu tabanlı sızıntı tespit teknolojisi yalnızca daha fazla sızıntı tespit etmekle kalmaz, saha ekibinin verimliliğini %400’e kadar artırır!

Curapipe Sistemi – Curapipe, sürdürülemez sızıntı seviyelerinin hızlı bir şekilde toplu olarak azaltılmasına yönelik bir çözüm olan patentli Kazısız Otomatik Sızıntı Onarımını (KOSO) geliştirmiştir. Mevcutta bulunan aktif sızıntı yönetimi hizmetleriyle birlikte çalışmak üzere tasarlanmıştır ve kurulu şebeke basıncı azaltma sistemleriyle bir arada çalışabilmektedir. Curapipe’ın KOSO ürünü, su dağıtım şebekelerindeki çoklu sızıntılar için dahili bir boru hattı sızıntı onarım çözümüdür. KOSO özellikle birden fazla sızıntı kaynağından önemli düzeyde sızıntı olan boru hatları için çok uygundur. KOSO hem çok çeşitli boru malzemeleri için hem de bağımsız bir sistem olarak uygundur. İşlem yapılan boru bölümüne kurulumu yapıldığında, su sızıntılarını kendiliğinden tespit eder ve bunları otomatik olarak kapatır ve iyileştirir.

Wint – WINT, işletmelerin su tüketimini azaltabilmeleri, israfı ortadan kaldırabilmeleri, su sızıntısı hasarını önleyebilmeleri ve çevresel ayak izlerini azaltabilmeleri için sularını etkin bir şekilde yönetmelerini sağlamayı amaçlayan su zekası çözümleri sunar. WINT yapay zeka, sinyal işleme, otomatik kapatma valfleri ve nesnelerin interneti teknolojilerinin gücünü kullanır. Şirketin çözümleri anormallikleri, sızıntıları ve atıkları tespit etmek ve sorunlar tespit edildiğinde gerçek zamanlı içgörüler ve uyarılar sunmak üzere su akışlarını takip eder.

Bu makaleyi, Gelir Getirmeyen Su çözümlerinin finansmanında var olan umut ışığına değinerek sonlandırıyoruz. Sızıntı tespit teknolojileri, daha az suyun boşa gitmesini sağlayarak teknolojinin devreye alınmasından itibaren tasarruf sağlamaktadır. Dolayısıyla sızıntılar nedeniyle para kaybetmek yerine bu parayı sızıntıları durduran, suyu koruyan ve su kıtlığıyla mücadele eden teknolojilere harcarsınız ve sonuçta SKA 6’nın gerçekleştirilmesine yönelik olumlu katkıda bulunursunuz.